Friday 26 November 2010

La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu - Pink Floyd Balesi


"Efsane, 1972 yılında Fransa'nın Marsilya kentindeki Palais des Sports'da prömiyeri yapılan klasik bir bale ile Pink Floyd'un canlı müziğinin birleşimi sırasında başladı. Roland Petit, yalnızca kendi gibi ileri görüşlü bir koreografın tasarlayabileceği, Pink Floyd'un o yıllardaki vizyoner müziği ve heyecan verici gücüyle başarısını pekiştiren gerçek bir rock baleye imza attı. Petit, Pink Floyd Balesi için müziğin enerjisini, kaleydoskop yansımalı ışık ve lazer efektleriyle birleştirerek İngiliz grubun canlı performansına en uyumlu şekilde bale pointlerine aktardı. Zaman içerisinde ilk dört bölümü genişletilerek en uzun ve etkin anlatımına ulaşan bale, dünyanın birçok ülkesinde sergilendi. 90 dakikalık bu kusursuz bale gösterisi, tüm La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu'nun solo, düet ve grup danslarının Pink Floyd'un öne çıkan hit parçalarına olan mükemmel uyumundan oluşuyor. Roland Petit'nin, derinliklerinde güçlü klasik tekniğe sahip modern tasarımıyla bütünleşen 13 hit şarkının her biri kendine özel atmosferiyle izleyicileri büyülüyor. Müzikten aldığı esinle kimi zaman mahrem kimi zaman heyecan verici anlar yaratan Petit, Pink Floyd Balesi ışık tasarımcısı Jean-Michel Désiré'nin tasarımıyla sanheyi göz alıcı ışıklarla donatıyor ve her dansı özel bir ışık kostümüyle eşleştiriyor."

Müzik - Dansçılar
  • Run Like Hell - Antonino Sutera
  • Money - Bale Topluluğu
  • Is There Anybody Out There? - Alessandro Grillo (25,26,27 h20)/Eris Nezha (27 h15,28)
  • Nobody Home - Gabriele Corrado (25,26,27 h20)/Marco Agostino ( 27 h15, 28)
  • Hey You - Sabrina Brazzo, Eris Nezha (25,26,27 h 20)/Sabrina Brazzo, Alessandro Grillo (27 h15, 28)
  • One of These Days - Bale Topluluğu
  • Careful with That Axe, Eugene - Mariafrancesca Garritano, Alessandro Grillo/Luana Saullo, Marco Agostino/Sabrina Brazzo, Eris Nezha (25,26,27 h20) - Mariafrancesca Garritano, Alessandro Grillo/Sofia Rosolini, Christian Fagetti/Francesca Podini, Gabriele Corrado (27 h15, 28)
  • When You're in: Antonino Sutera, Alessandro Grillo (25,26,27 h20)/Antonino Sutera, Eris Nezha (27 h15, 28)
  • Obscured by Clouds - Bale Topluluğu
  • The Great Gig in the Sky - Mariafrancesca Garritano, Marco Agostino (25,26,27 h20)/Mariafrancesca Garritano, Eris Nezha (27 h15, 28)
  • Echoes - Francesca Podini, Gabriele Corrado, Alessandro Grillo/Antonino Sutera, Gabriele Corrado, Lara Montanaro/Francesco Pio Ricci, Maurizio Licitra (25,26,27 h20) - Luano Saullo, Marco Agostino, Alessandro Grillo/Antonino Sutera, Marco Agostino, Serena Sarnataro/Federico Fresi Maurizio Licitra (27 h15, 28)
  • Run Like Hell - Marco Messina (25,26,27 h20) Matteo Gavazzi (27 h15, 28)/Francesco Pio Ricci, Fabio Saglibene, Federico Fresi, Matteo Gavazzi (25,26,27 h20)/Marco Messina (27 h15,28)
  • Echoes - Gabriele Corrado ve Bale Topluluğu
Pink Floyd kokulu bale, şahane şahane. Gidiniz, görünüz.

Sunday 21 November 2010

"Sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi.

Kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi halt etmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.

Anlayabilirim
çoğu kere burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve dövüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık."

Nâzım Hikmet Ran (Şaşıp Kalma Üstüne, Son Şiirleri)

Friday 19 November 2010

"İşte kara dutları güneşin
Papatyaların renkli camları
Başakları evlerin
Kan rengi kız çocukları yelesiz
Lokma lokma ağaçların altında
Tiren yolunda eğri büğrü
Damları doğrayan makas

Gel bulutsuz masalara yaslan
Elimi tut büyüsün
Yüzüme bak çalsın
İçimdeki çalar saat
Dönüş yollarında sarmaş dolaş
Vapurlar geçsin aramızdan."

Oktay Rıfat Yeditepe (II, Perçemli Sokak)

Thursday 18 November 2010

"...
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü; bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
..."

Hasan Hüseyin (Akarsuya Bırakılan Mektup, Filizkıran Fırtınası)

Wednesday 17 November 2010


Arthur Trees, Masked Children 110th Street, New York, 1969

Easy Rider

"A man went looking for America and couldn't find it anywhere."

"They'll talk to ya and talk to ya and talk to ya about individual freedom. But they see a free individual, it's gonna scare 'em."

"I mean, it's real hard to be free when you are bought and sold in the marketplace."

Easy Rider, Dennis Hopper, 1969

Tuesday 16 November 2010

İstemeyerek

"...
Çimleniyorum sevgilim

Ve böbreğimde bi' şey
Çim çim çim

Ben galiba böyle, Güler,
Sana yeşillenerek öleceğim."

Can Yücel (Rengâhenk, s.5)

Sunday 14 November 2010

Denize Övgü

"Ruhumun olanca özgürlüğüyle bakıyorum uzaktaki o vapura
Ve yavaşça bir dümen dönmeye başlıyor içimde."

Fernando Pessoa

Thursday 4 November 2010

"İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım."


Turgut Uyar (Göğe Bakma Durağı, Dünyanın En Güzel Arabistanı)
"Yorulduğun zaman söyle
Susalım, hiç konuşmayalım istersen."

Edip Cansever
"Değil mi ki Cumartesiler, bedenin derininde uyuklayan birtakım adsız duyguları yüzeye zorlamada, adlandırmada birebirdir. Düzenin hafta boyunca aksamayan uyuşuk akışı birdenbire kesintiye uğrar. Trenin tekdüze sallantısı duruverir. Bir istasyonluk -iki günlük- bir mola."

Tomris Uyar (Fal, Otuzların Kadını)

Tuesday 2 November 2010

"Her kimsen ellerimi üzerine kapatıyorum
Böylece benim şiirim oluyorsun."

Walt Whitman